Nefesi GüçlüNefesi Güçlü
Yolda gördüğü kişiye, adamın biri: “Biliyor musun, İhsan Hoca’nın evini?” Din kültürü öğretmeni, soru sorulan: “Hocayı neden aradığını söyle sen?” Adam, tedavi edilecek hastamız var. Öğretmen, hastane şurda doktora götür.
Yaşananlardan yaşanacaklara yolculuk
Yolda gördüğü kişiye, adamın biri: “Biliyor musun, İhsan Hoca’nın evini?” Din kültürü öğretmeni, soru sorulan: “Hocayı neden aradığını söyle sen?” Adam, tedavi edilecek hastamız var. Öğretmen, hastane şurda doktora götür.
25 Nisan 2024İstanbul Değerli Öğretmenim, Öğretmenim dertlerimi anlatmak istedim. Sizi belki üzeceğim, belki de meşgul edeceğim, affınıza sığınırım, öğretmenim. Bir derste çocuk haklarından bahsetmiştiniz. Rahat bir nefes almıştım, her gün
Sevinçten bir sağa, bir sola trafiğe aldırmadan koşuyordu; korna seslerini, fren gıcırtılarını, sürücülerin okkalı küfürlerini duymuyordu. Bu koşu kaldırımdaki bazı kişilerin dikkatini çekiyordu, arkasına ve önüne bakıyorlardı; ne kovalayan vardı,
Tatil oldu, içim buruk, Hayal yok öğretmenim.Yeşerttiğin ak aydınlık, Yazıda silik öğretmenim. Maviliklerde yüzemem,Dağ, bayır tozup gezemem,Problem büyük çözemem,Gönlüm kırık öğretmenim. Çok çabuk büyüdüm demek, Geçime yetmedi emek.Yaşamın dermanı ekmek,Benden
Çocuğun yanında üç arkadaşı, Eli başında oy, oy ağlayışı, Görünce telaşlandı öğretmeni: —Başına bir şey mi oldu çocuğum? —Dedi, kapıya çarptım öğretmenim. —Şişti mi, yarıldı mı gel bakayım, —Başımda sıkıntı
Yorgun gecede uykusuz;Kor yürekli yârenleriz,Diri dertlerle yoldaşız,Tek teselli lafta kaldı. İlkyaz gelmişti müjden,Tomurcuk gülüydün aşkın,Dalından kopardı kurşun,Karıştı tenin toprağa. Gözde canlanan hayalin;Çocuksu sıcacık sevgin,Unutulmayan gülüşün,İlhamıydı gönüllerin. Yedi renkli yarınları,Bozkır açan
Cumhuriyetin ilan edilişin 101. yılı. Cumhuriyeti ilan eden Mustafa Kemal, yol arkadaşları; bizlere hür iradeyi teslim ettiler, cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra birbirini izleyen devrimleri gerçekleştirdiler. 1923’te ülkem öyle sıkıntılar içinde
Selâm verdiğinde kısılan gözleri, sıkılan dişleri, bükülen dudakları görürdü, başlar hafiften sallanarak yere bakardı, ahalide kızgın boğanın öfkesi vardı sanki! Anlam verememişti, neden selâmına karşılık bulamadığına? Göreve başlama yazısını imzalarken
Çoban yıldızının vakti,Kutup yıldızının yönü,Ay ışığının ayini,Nedense görünmez oldu. Aklı uçurunca yeller,Gözlerde birikti seller.Ortalık siyah mı siyah,Yürekler aldırmaz oldu. Hain gecenin zulmü çok,Korkunç bir çığlık! duyan yok,Sığınacak tek yer, El
Baba ve anne sosyal medyaya bakıyorlardı, çocuk annesinin babasının ilgisini çekmek istiyordu, her ikiside: –Çocuğum izin ver, seninle birazdan ilgileneceğiz, dediler. Çocuk ısrarcı, anne ve baba umursamaz. Çocuk odanın içinde